SİNEMADA KİTAPLAR
3
RAYMOND CHANDLER
The Big Sleep, 1939
BÜYÜK UYKU
BÜYÜK UYKU
Dedektif Philip Marlowe karakterinin ilk kez arz-ı endam ettiği, biri 1946'da (yön.: Howard Hawks, başrol: Humphrey Bogart, senaristlerden biri William Faulkner), diğeri 1978'de (yön. Michael Winner, başrol. Robert Mitchum) olmak üzere iki kere filme uyarlanmış polisiye klasiği.
Lemmy Caution (Eddie Constantine) Büyük Uyku'yu okuyor.
ALPHAVILLE
Jean-Luc Godard, 1965
Bütünüyle mantık ilkelerinin hâkim olduğu Alphaville (Alfa Kenti) Alfa 60 adı verilen bir süper bilgisayar tarafından yönetilmektedir. Alfa 60, 1,5 milyara yakın sinir ucu birimiyle elektrik şebeklerinden suç şebekelerine kadar şehirdeki her şeyi kontrol etmektedir. Alphaville’i tehdit olarak gören Dış Bölgeler, son gönderdiği ajandan haber alamayınca neler olup bittiğini öğrenmesi için kahramanımız ajan Lemmy Caution’u görevlendirir.
CAPİTALE DE LA DOULEUR
Paul Eluard, 1926
ACININ BAŞKENTİ
CAPİTALE DE LA DOULEUR
Paul Eluard, 1926
ACININ BAŞKENTİ
Natacha von Braun (Anna Karina) Alphaville'de "Acının Başkenti" kitabını tutar elinde ve buradan bir şiir okuyormuş gibi görünür ama aslında Eluard'ın başka derlemelerinde yer alan mısralardan bir kolaj söz konusu.
Ta voix, tes yeux, tes mains, tes lèvres.
Nos silences, nos paroles.
La lumière qui s’en va, la lumière qui revient.
Un seul sourire pour nous deux. Pas besoin de savoir.
J’ai vu la nuit créer le jour sans que nous changions d’apparence.
O bien aimée de tous, bien aimée d’un seul, en silence ta bouche a promis d’être heureuse.
De loin en loin dit la haine, de proche en proche dit l’amour.
Par la caresse nous sortons de notre enfance.
Je vois de mieux en mieux la forme humaine, comme un dialogue d’amoureux.
Le coeur n’a qu’une seule bouche.
Toutes les choses au hasard, tous les mots dits sans y penser.
Les sentiments à la dérive.
Les hommes tournent dans la ville.
Le regard, la parole et le fait que je t’aime, tout est en mouvement.
Il suffit d’avancer pour vivre, d’aller droit devant soi vers tous ceux que l’on aime.
J’allais vers toi. J’allais sans fin vers la lumière.
Si tu souris, c’est pour mieux m’envahir.
Les rayons de tes bras entrouvraient le brouillard.
Sesin, gözlerin, ellerin, dudakların,
sessizliklerimiz, sözlerimiz,
yiten ışık, geri dönen ışık,
aramızdaki biricik gülümseyiş. Bilmeye gerek yok.
Gecenin günü yarattığını gördüm, biz görünüş değiştirmeksizin.
Ey herkesin sevgilisi, tek bir kişinin sevgilisi, sessizlikte ağzın mutlu olma sözü verdi
Uzaklaştıkta nefret diyor, yaklaştıkça aşk diyor.
Okşamayla çıkıyoruz çocukluğumuzdan.
Git gide daha iyi görüyorum insani biçimi, aşığın bir diyaloğu gibi.
Kalbin tek bir ağzı var.
Her şey rastgele, tüm sözcükler düşünmeksizin
Akıntıya kapılmış duygular.
İnsanlar şehre dönüyor.
Bakış, söz, seni sevmem, her şey hareket halinde
Yaşamak için kafi ilerlemek, kendi önünde sevilen herkese doğru dümdüz gitmek.
Sana doğru gidecektim, ışığa doğru sonsuzca gidecektim.
Gülersen eğer, beni daha iyi istila etmek için.
Kollarının ışınları sisi aralıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder